15 Mayıs 2006 Pazartesi

Ev Ödevi + Kırpıntı Böreği = Pazar Keyfi

Yok yok... Mümkünatı yok biz kilo falan veremeyeceğiz. Pazar günü eşimin de bütün bir hafta yaptığı iş seyahatleri sonrasında pilinin bittiğini, trafiğin dışarda ne denli çıldırtıcı olduğunu ve bahçemizin nasıl güzel olduğunu hesaba katarak Pazar gününü evde geçirmeye karar verdik. Pazar kahvaltısı ardından gazeteler okundu, çaylar içildi. Anneler günü için ailenin tüm anneleri teker teker arandı, sohbetler edildi. Bahçede çimler biçildi ve ilk gübreleri verildi.

Baktım saat ikiyi geçiyor, "haydi" dedim içimden "akşamüstü çayı için şu dolapta bekleyen 3 yufkayı değerlendirip sevgili Tijen'in verdiği ev ödevini artık bir yapayım".

Tijen yaratıcılıktan bahsetmişti geçen hafta yazısında ve benim tarifsiz bir kek bile yapamadığımı okuduğunda bana ilham verici bir ödev vermişti. Eğlencelik, biraz düşünmelik heyecanlı birşeyler olsun diye düşünmüş Tijen. Sağolsun, hakikaten tam da onun arzu ettiği gibi oldu ilk tarifsiz kek deneyişim. (Bu arada Tijen'ciğim, pekmeze limon kabuğu rendesi pek bir yakışıyormuş. Kuru üzümü bulsaydım o da elimden kurtulamayacaktı ama neyse...)
Ben sevgili Tijen'in içine şeker yerine pekmez koyarak pişirdiği keki tamamen tarifsiz ve tamamen içimden geldiği gibi pişirdim. Çok da keyif aldım. Sonuç işte karşınızda... Yorumu size bırakıyorum.

Kek böreksiz olur mu??? Olmaaazzz.. Hele benim gibi böreğe bayılan biri için imkansız. Buzdolabında bir süredir bekleyen yufkaları dağılıp parçalanmasına fırsat vermeden annemin televizyondan izlediği bir kırpıntı böreği tarifiyle değerlendirdim. Hem pratik, hem de çok lezzetli bir börek oldu.

KIRPINTI BÖREĞİ

Malzemeler

3 yufka

3 yumurta

1 bardak süt

1/2 su bardağı çiçek yağı

2 adet irice patates

2-3 kaşık zeytinyağı

1 kase ufalanmış beyaz peynir

maydanoz

tuz, karabiber, pul biber

Yapılışı

Yufkaları yufkacıdan aldığınız şekilde yani üst üste ve katlanmış haldeyken rulo yapar gibi kıvırıp hiç açmadan bıçakla ince ince dilimleyin. Tüm yufkaları dilimledikten sonra bir kez de ortadan ikiye bölecek şekilde kesin.

Yağlanmış diktörtgen borcama yufkaların yarısını yayın. Patatesleri iyice haşlayıp zeytinyağı, tuz karabiber ve pulbiber ile tadlandırıp yufkaların üzerine koyun ve üstüne ufalanmış beyaz peyniri ve maydonuzu ilave edin. Kalan kesilmiş yufkaları üzerine eşit bir şekilde kapatın.

Derin bir kapta 3 yumurta, 1 bardak süt ve yarım bardak çiçek yağını iyice karıştırıp yufkaların üzerine dökün. 180 derece fırında pişirin. Afiyet olsun...

6 yorum:

Safran dedi ki...

Ellerine sağlık Pınar, ev ödevlerinin hakkını fazlasıyla vermişsin gerçekten, lezzeti de yanında kreması olmuş, afiyet olsun, börek tarifi de bir harika :)

Unknown dedi ki...

Canım sağol. Pekmez çok değişik bir lezzet. Kırpıntı böreği ise zamanı dar olanlara. Sevgiler,
Pınar

Sibel dedi ki...

Ne güzel bir Pazar günü olmuş! Tijen ablam harika bir ödev vermiş gerçekten, sonuç nasıl leziz olmuştur kimbilir? Masanız çok albenili bu arada, hem de bahçede, içim gitti şu an ofisteyken valla:(

Unknown dedi ki...

Sevgili Sibel,
Çok teşekkürler. Pazar günü hakikaten evde oturmak hepimize iyi geldi. Bahçe ya da balkon hiç farketmez. Biraz özen biraz keyif kattın mı yeter...Sevgiler, Pınar

Papatya dedi ki...

Sevgili Pinar, bu kirpinti boregi cok pratik bir tarif gorunuyor. Pekmezi keke yakistirdiysan, 10 gun kadar once ben de pekmezli bir kek tarifi vermistim, tavsiye ederim. Nefis oluyor... Beklerim :)

Unknown dedi ki...

Sevgili Papatya, bloguna ve yazdıklarına bayıldım. Bizim de eniştemiz Rum. Eşimin ablasının da bir ayağı Yunanistan'da. Bu nedenle yazdıkların bana biraz daha yakın geldi herhalde. Pekmez bizim için biraz keskin bir tat. Belki de kullandığımız pekmezin niteliğinden böyle düşünüyoruz. (Ev yapımı nar pekmezi)
Blog'unu linklerime zevkle ekliyorum. Sevgiler, Pınar