4 Şubat 2007 Pazar

EBE! SOBE!

Bloglararası ebe-sobe oyunu devam ediyor. Sevgili Şebnem ve Hanife geçtiğimiz günlerde beni sobelediler. Önce ne yazacağım diye telaşlandım ama başlayınca arkası geldi. Kendimi olabildiğince sizlere tanıtmaya çalıştım. İşte Küçük Evin Mutfağı’nın Yazarı...

* Aralık 73’te Ankara’da doğmuşum ama Ankara’yı hiç bilmem desem yeridir. Daha yaşım dolmadan İstanbul’a getirmişler beni. Odur budur denize ve suya aşığım. Denizi görmeden yaşamayı düşünemiyorum. Denize, suya, banyoya bayılıyorum. Bu arada tek yıldız balıkadamım.

* Yay burcuyum. Yükselenim de İkizlermiş. Herhalde bu nedenle 20’li yaşlarda gezmediğim görmediğim yer kalmadı neredeyse. Şimdilerde ise bu iki hovarda burcun özeliklerinin aksine son derece evcil bir hayat sürüyorum.

* Dosdoğru bir insanım. Alavere, dalavereyi hiç sevmiyorum, beceremiyorum da. Benim gibi olan, içi dışı bir ve güler yüzlü insanlarla dostluk kuruyorum. Çok cabbar görünürüm ama hoşlaşmadığım insanlarla tartışmaya girmem, giremem. Mesafe koymayı tercih ederim.

* Alıngan bir yanım var. Bazen kırıldığım da olur ama sevdiğim bir insansa karşımdaki, sineye çekerim. Yüzlemek bana göre değildir. Zaten hemen unuturum. Karşımdaki kırmış olsa da beni, bir iki tatlı söze yelkenler iniverir. Bazen biraz kindar olmayı dilediğim olmuştur.

* En kötü huyum iş ile ilgili sorunları kafaya takmak. Bir problem oldu mu kendi kendimi yer bitiririm. Küçük sorunları büyütüp devasa hale getirmeye meyilliyimdir. Sonra ne kadar boş olduğunu anlar, aklım başıma gelir ama geçmiş ola.

* Mutfak benim deşarj olduğum yerdir. Bir sıkıntım varsa kendimi mutfağa atar, rahatlarım. Yemek yapmayı da, yemeği de, yedirmeyi de severim. Mutfak sohbetlerine de bayılırım. Kız arkadaşlarımla kahvaltılarda buluşmayı tercih ederim bu yüzden.

* Titiz ve düzen bağımlısı bir insanım. Düzeni sevdiğim için bu halimle kalmakta şimdilik bir sakınca görmüyorum ama titizlik konusunda kendim üzerinde oldukça aşama kaydettiğimi söyleyebilirim. En azından aşırıya kaçmamak için çaba gösteriyorum.

* Saatlerce mağaza vitrin seyretmek hiiiç bana göre değildir. Her alışverişimi hızlı yaparım. Nereden ne alacağımı bilirim. Yani belli başlı mağazalarım vardır. Öyle günlerimi saatlerimi alışverişte, kuaför karşısında vs. geçirmek bana göre zaman kaybıdır. Onun yerine açık havada yürüyüş yapmayı ya da Boğaz’da bir çay içmeyi tercih ederim.

* Gösterişi sevmem ama kaliteden vazgeçemem. Sade yaşamayı ama hayatın tadını çıkarmayı amaç edinmişimdir. Ortaokulda İngilizce Hocamız “Çocuklar, bir tane malınız olsun ama kaliteli olsun. İngilizler ucuz mal alacak kadar zengin değilim derler” demişti bir gün bize. Sesi halen kulaklarımda çınlar.

* Doğal olan herşeye hayranım. Doğaya da hayranım. Kendimi en huzurlu hissettiğim anlar doğada geçirdiğim zamanlardır. Evde kedi beslediğimden beri hayvanlara karşı da çok daha ilgili ve duyarlıyım. Onlarla birlikte vakit geçirmekten inanılmaz keyif alıyorum.

* Mümkün olduğunca okumaya zaman ayırmaya çalışıyorum. Güzel bir kitap mutlu olmam için yeterlidir. Televizyon ile pek aram yoktur. Seyredersem genellikle belgeselleri, eski filmleri ya da Hallmark tipi filmleri tercih ederim.

* Fobim böcekler, sürüngenler, fareler... Börtü böcek demeyin bana. Tüylerim yazarken bile diken diken oluyor.

* Peki ya hayalim... “Bol çocuklu, kedili, köpekli denizle iç içe kocaman bir ev, mutlu kalabalık bir aile hayal ediyorum.” :-)

Sevgiyle kalın, Pınar


Not: Ben de Sevgili
Age’i, Safran'ı ve Evren’i sobeliyorum. Sobeeee.....

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Merha Pınar'cım ne kadar güzel anlatmışsın benim gibi akreple yay arasında gidip gelen biri için harika bir anlatım her iki burcun özelliklerinide taşıyorum çünkü bizi kırmadığın için sağol yüreğine sağlık

Unknown dedi ki...

Şebnem'ciğim en iyi arkadaşlarım hep Akrep burcundan çıkar. Yay ve akrep çok güzel bir birliktelik bence.

Behiye dedi ki...

Pınar nedense seni hep yengeç diye düşünmüşüm ben, ama olsun eşim yay:) Hayallerine kavuşmanı gerçekten diliyorum. Ayrıca aşurende çok güzel olmuş, ellerine sağlık. Ben bloga koymayacağım ama sana da yazdığım gibi küçük bir tencere yaptım:) Sevgilerimle.

Unknown dedi ki...

Behiye'ciğim, Ben de tuhaf bir yayım zaten. Evde oturup yemek pişirin yay pek var mıdır bilmem:-)
Aşure yaptık kilo aldık Behiye. Çok da güzel insan yemeden duramıyor. Olsun yine de dilerim 2007 bol bereketli bir yıl olur hepimize.

Hanife dedi ki...

Sonunda ugrayabildim Pinar'cigim..Ne guzel yazmissin.. Hayallerimizin gerceklesmesi dileklerimle..
Insallah o evlerde karsilikli caylarimizi yudumlarken uzun uzun sohbetler ederiz:))
Sevgilerimle..

Unknown dedi ki...

Gerçekleşicek Hanife'ciğim. Biz inanalım yeter ki...

Sndrfknella dedi ki...

Ben de sizi yengeç olarak düşünmüştüm, bu kadar çok eve, mutfağa ve aileye düşkün olunca :) Çok güzel anlatmışsınız kendinizi. Aşureniz de çok güzel görünüyor. Ben de bu sene hayatımın ilk aşuresini yaptım ve eve bereket getirmesini diledim. Umarım tüm dilekleriniz en kısa zamanda gerçekleşir ve evinizin bereketi hiç eksik olmaz :)

Sevgiler,

Unknown dedi ki...

sndrfknella'ya çok teşekkürler. Hepimizin dilekleri gerçek olsun. 2007 güzel bir yıl olsun.