17 Eylül 2006 Pazar

Geçmişin Bakır Kaplı Büyüsü


Bu resimdeki bakır sürahi ve tepsi yaklaşık 60 ila 80 yıllık. Sürahinin içi kalay ile kaplı. Paşabahçe'den bu bakır tepsinin içerisine tam oturan oval bir cam kase aldım. Kahve servisinin yanı sıra salata servisinde de bu cam kase sayesinde kullanabiliyorum bu tepsiyi.
Bendeki bu antika tutkusunun başlangıcı evlendiğim yıllara dayanır. ilk olarak nişanımda kayınvalidem çok şık bir gümüş tabak ile getirmişti nişan çikolatalarını. Sonradan öğrendiğime göre eşimin ailesinde nesillerdir kuşaktan kuşağa erkek evlatların nişanlarında, nişan çikolatalarının koyulduğu el yapımı bir tabakmış bu. Nefis çikolatalar ile süslenmiş bu gümüş tabak kimbilir benden önce daha kaç genç kızın nişanında titreyen ellerine verilmişti...
Antika tutkusu insanı bir kere sardı mı bundan kurtuluş da olmuyor. Gümüş bir tabak ile başlayan bu merak, tuğralı aynalar, zarflı kulpsuz incecik porselen fincanlar, anneannemin taa saraydan geldiğini söylediği dantel gibi dokunmuş kül tablaları, gümüş kaşıklar, pasta takımları ve daha niceleri ile geçmişin büyüsüne hapsetti beni.
Geçtiğimiz günlerde sevgili arkadaşım Ayten'e sabah kahvaltısına gitmiştim. Ne zamandır aradığım bakır tencereleri Ayten'in mutfağında gördüğümde o da bana bunun hikayesini anlattı.
Oğlunun okulunda tanıştığı İtalyan bir bayandan öğrenmiş Ayten bu adresi. Ne ilginç değil mi? Kendi ülkemizdeki adresleri yabancılardan öğreniyoruz!:-)
Amerika'da ve İtalya'daki tanınmış dekorasyon mağazalarına, dizaynları bu ülkelerdeki firmalara ait bakır tencereler, tavalar, şamdanlar ve daha neler neler üretiyor, aynı zamanda Türkiye'nin dört bir yanından gelen antika bakır objeleri toplayıp satıyorlar. Kahvaltı sonrası Ayten ile burayı yani Hak Art'ı ziyarete gittik. Cumartesi günü gittiğimizden firmanın sahibi Mehmet Bey ile tanışamadım ama Mehmet Bey'in yardımcısı Özcan Bey bizi çok güzel bir şekilde yönlendirdi ve yaklaşık 5 kata yayılmış antikalar ve yeni üretim bakır tencere takımları arasında kendimi kaybettim.
Bakır tencerede pişen yemeğin lezzetinin bir başka olduğu söylenir hep. Bunun ne kadar doğru olduğuna artık tanık oluyorum. Günlük kullanımda dikkat edilmesi gereken en önemli unsur kullanılan bakırın kalayının bozulmamış olması. Aksi takdirde, yani kalaysız kullanıldığında bakırın zehirleyici bir özelliği var.
Dekoratif kullanılıyorsa üzerine direkt yiyecek maddesi koyulmadığı takdirde bir sakıncası yok.
İlgilenenler için Hak Art'ın adres ve telefon bilgilerini aşağıda veriyorum. Bu hafta sonu bakır tencerede pişiridiğim etli türlünün tarifini de ilk fırsatta vereceğim. Sevgilerimle, Pınar
Hak Art
Dekoratif Eşya ve Metal Sanayi A.Ş.
Mehmet Doğan
Özcan Yurtbeğendi
Bakır ve Pirinç Sanayicileri Sitesi
Menekşe Cad. No.3 Beylikdüzü- Büyükçekmece İstanbul
Tel: 0212 876 2686
www.hakart.com.tr

Bu bakır tepsi de zamanın izlerini taşıyor. Bahçemize düşen çam kozalakları ve mumlar ile salonumuza hoş bir hava verdi. Bazı akşamlar ışıkları ve televizyonu kapatıp mumlarımızı yakıyor ve CD'ye güzel bir müzik koyup kahve keyfi yapıyoruz.


Bu eski bakraç da bir zamanlar alt kısmından bir yara almış ve tamir görmüş. Kim bilir ne oldu??? Ben içini kalay ile kaplattırdım. Bahçede içini buz ile doldurup şarap şişelerini soğutmak için kullanmayı düşünüyorum.


En sevdiğim parçalar ise bunlar. Tahta kaşıklarımı koyduğum bakır kap 100 küsür yıllık Türkmen işi. Her iki yanındaki kulplar çok hoşuma gitti. Dökme pirinç havan o kadar ağır ki yerinden oynatmak güç istiyor.

11 yorum:

Unknown dedi ki...

Yumurta tavası eşimin en sevdiği parça. Pazar kahvaltılarında artık mutlaka bakır tavada yumurta pişiriliyor. Bir de oval bir fırın kabı aldım. Onu da et servisinde kullandım. Hem lezzeti hem de sunuşu çok güzel oldu. Fırsatın olursa uğramanı tavsiye ederim. Fiyatları hakikaten komik!!! Sadece yeri biraz sapa. Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

Sevgili Pınar,
Adres için çok teşekkürler :) Umarım herşey yolundadır. Diyet nasıl gidiyor? Bizimle diyet listenizi paylaşmışsınız peki ya yemekler? :) Eminim son derece lezzetli, pratik ve düşük kalorili yemekler pişiriyorsunuzdur siz.

Gonc@

Unknown dedi ki...

Sevgili Gonca,
Bakırların ilgini çektiğine çok sevindim. Güzel yorumların için de çok teşekkürler.
Bu aralar elimde bir kaç tarif var. Resimlerini düzenleyip yakında Küçük Evin Mutfağına koyacağım. Sevgiler, Pınar

Adsız dedi ki...

Antika eşyalara bakınca eskiden kimlere ait olduklarını ve hikayelerini düşünürüm hep. Kimbilir hangi evlerin kokusu sindi üzerlerine. Sen de dikkat ediyor musun ne kadar zarif ve şık olduklarına? Ben ister istemez bizden yarınlara neler kalacak diye düşünüyorum. Herşeyi minimalize etmek uğruna çok sıradan eşyalarla dolduruyoruz hayatımızı. Pınar B.K.

Unknown dedi ki...

Pınar çok haklısın. Geçmişe ne kadar çok değer veririsek sığ ve yüzeysel olmaktan da bir o kadar uzaklaşıyoruz aslında. Zaten eski eşyaların özellikle el emeği ile işlenmiş olanların zarifliği artık yok maalesef.

renkler dedi ki...

Selam:-)

Ben de antika meraklısıyımdır. Bu merak da babaannemden gelir. O antika eşyaları çok sever ve buna kendine göre ciddi para harcardı... Bana verdiği 1945 tarihinin yazılı olduğu altın+zümrüt yüzüğü vermesiyle eski parçalara merakım başladı aslında. Senin parçaların ve sunumun çok hoşuma gitti. Mutfağımız penceresi yerden yere kadar cam. Güzel de bir manzara var ve camın önünde bir boşluk var. Buraya güzel bir parça arıyorum, annemin eski bir bakır mangalı var, üzerine çiçekle olabili, başka önerin olursa sevinirim.
Renkli günler:-)
Renkli günler...

Unknown dedi ki...

Merhaba sevgili Renkler'in yazarı,
Aslında bir mimara fikir vermek bana düşmez. Dekorasyona çok düşkün olsam da haddimi bilmem lazım:-)
Sadece anlattığın kadarıyla yere kadar bir mutfak camım ve önünde güzel bir manzaram olsaydı ben bu görüntüyü hiç bir şeyle kapatmaz, karıştırmaz, olduğu gibi tadını çıkarırdım.
Benim de salon camlarım aynı senin bahsettiğin gibi. Bahçe manzarasına açılıyor koca camlar. Akşamları bahçenin ışıklarını yakıp, perdeleri açıyor manzaranın tadını çıkarıyorum. Selamlar, sevgiler, Pınar

renkler dedi ki...

Aslında haklısın sevgili Pınar:-) ama o boşluk duygusu beni rahatsız etti orada, hoşuma gitmedi:-) ama ne koyarsam koyayım eğreti duruyor. Bu durumda mimarlar da çaresiz kalabiliyormuş yani:-)Belki de alışırım zamanla... Ya da orası için yaradılmış birşey bulursam (!) resmini sana yollarım

Adsız dedi ki...

Merhaba Pınar bakırlar çok hoş gerçekten ben hepsini çok beğendim diyebilirim iyi günlerde kullan canım kozalaklarıda çok güzel düşünmüşsün.Bakır tenceredeki etli türlünün tarifinide bekliyoruz.bu arada kedin varmış samanta benimde çilek adında bir kedim var çok seviyorum kedileri :) hayırlı ramazanlar diliyorum sevgiler.Özge

Unknown dedi ki...

Merhaba Özge,
Teşekkür ederim. Etli türlünün tarifi hazır. Evdeki bilgisayarda internet ile ilgili problemin devam ettiği için tarifi bu hafta içinde ekleyebileceğim.
Çilek'i benim için bol bol mıncıkla. Çok şekerler değil mi?
Sana da hayırlı ramazanlar & sevgiler, Pınar

Adsız dedi ki...

ıyı gunler bendede bakır tepsı var cok eskı zamanın alıcı varsa 5511109787 telefonumdur alıyorsanız arayınız ızmırden mesut