20 Temmuz 2009 Pazartesi

Küçük Evin Mutfağı'nda biraz mola zamanı...

Küçük Evin Mutfağı'na yazdığım ilk günden beri bana ait bazı detaylara dikkat etmeye çalıştım. Örneğin verdiğim tüm tarifler mutlaka denenmiş ve beğeni kazanmış olmalıydı. Ölçüler önemliydi. Hatta pek çok tarifin ölçülerini göz kararı kullandığım için bu sayfalara geçiremediğim oldu.
Hayatımdan, zevklerimden gerçek fotoğraflar ve yazılar ekledim. Abartı ve özentiden kaçındım.
Tariflerimi deneyerek sofrasına benden birşeyler katanlar beni heyecanlandırdı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden aynı zevklere sahip dostlar edindim.
Oğlumun doğumu ile birlikte yazılarıma ilk günlerde olduğu kadar vakit ayırmak mümkün olamadı maalesef. Günlük rutin o kadar vaktimi alıyor ki kalan boş zamanlarımda "hiçbir şey yapmadan" koltuğuma uzanıp, kendime bir kahve yapıyor ve keyif yapıyorum. İhmal edilen bu sayfalar içimde bir yerde beni rahatsız etmiyor değil. Ancak hiçbir zaman bu sayfaları kapatmayı da düşünmedim.
Şu aralar rutin biraz önde. Yazılarımın seyrelmesinin en büyük nedeni de bu. Benzer yemekler pişiyor mutfakta. Çoğunlukla sebze yemekleri. Kıymalı olanlardan. Eeee Arda da yiyebilsin diye tabii. Hala mümkün olan her hafta pazara gidiyorum. Taze sebze meyve alıyor, pişiriyorum ama bunları sizler zaten biliyorsunuz. Küçük Evin Mutfağı bu sayfalarda kendini tekrar eden yazılarla dolmasın diye ben de bir süre yazılarıma ara vermeyi uygun gördüm.
Hayatım daimi bu rutin içinde geçmeyecek elbette. Ancak Arda daha çok küçük. Henüz 1.5 yaşında. Biliyorsunuz bu kadar küçük çocuklar rutini seviyorlar. Dolayısıyla biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ancak hem yeni, hem keyifli, hem de heyecanlı bir dönüş bekliyor beni ve sizleri. O zamana kadar da biraz mola veriyorum. Tekrar görüşmek üzere.

Sevgiler,
Pınar